Çal Çoban Çal Hikayesi
Tarihi hikayeler köşemizin bugünkü konuğu çal çoban çal isimli Osmanlı hikayesi olacaktır.
Yıldırım Bayezid Han’ın çok sevdiği oğlu Ertuğrul, Sivas’da vali olarak görev yapıyordu. Timur Han, İran2ı ele geçirip bir kasırga gibi Doğu Anadolu’ya girdi. Osmanlı Devleti’nin o zaman ki en uzak yeri de Sivas ili idi.
Timur, çok hızlı bir şekilde Sivas’ı kuşattı ve Ertuğrul’dan şehri teslim etmesini istedi. Lakin Ertuğrul bunu kabul etmedi ve kuşatma başladı. İçeriden elde ettiği adamları, şehrin kapılarını gizli bir şekilde Timur askerine açınca haliyle Sivas’da Timur’un eline geçti. Şehrin valisi Ertuğrul ise bir avuç askeri ile savaşa savaşa şehit düştü.
Kara haber Yıldırım’a ulaşınca acılar içinde kaldı. Bir taraftan Ertuğrul gibi bir oğul, diğer yandan Sivas gibi bir yerin kaybedilmesi onu derinden sarstı. Bundan dolayı efkar dağıtmak amacıyla ara sıra Uludağ sırtlarına doğru gezmeye çıkıyordu.
Yine bir gün veziri ile birlikte dağ eteklerine çıkmıştı. Biraz sonra koyunlarını otlağa salmış bir çobanının kavalıyla içli havalar çaldığını duydular ve oraya doğru gittiler. Bir süre gözyaşları içinde çobanı dinledikten sonra Yıldırım Bayezid Han:
‘’Çal çoban çal… Keyif de senin, rahat da senin. Kaybettiğin neyin var ki. Sivas gibi kalen mi gitti, Ertuğrul gibi oğlun mu öldü? Çal çoban çal…’’