«
  1. Anasayfa
  2. Rehberlik
  3. Verimli Ders Çalışmanın 5 Etkili Yöntemi

Verimli Ders Çalışmanın 5 Etkili Yöntemi

Verimli Ders Çalışma Rehberi: Sıkılmadan Öğrenmenin İpuçları

Ders çalışmak deyince aklına ne geliyor? Sonsuz saatler, sıkıcı kitaplar ve bir türlü bitmeyen konular mı? Biliyorum, hepimiz o masaya oturup “Bugün kesin çalışacağım” diye başlıyoruz ama sonra telefon bir bildirim veriyor, bir bakmışız sosyal medya girdabına kapılmışız. Ama merak etme, bu kısır döngüyü kırmanın yolları var! İşte senin için hem eğlenceli hem de etkili birkaç taktik… Üniversite sınavına hazırlanırken bu yöntemlerle günde 8 saat çalıştığım günleri düşünüyorum da, inan bana, işe yarıyorlar!

verimli ders çalışma yöntemleri

1. Zamanı Küçük Parçalara Böl: “Pomodoro’yu Dene, Pişman Olma!”

Şöyle düşün: Hiç durmadan 3 saat çalışmak yerine, 25 dakikalık periyotlarla başla. Tamam, teknik olarak adı “Pomodoro” ama ben buna “domatesli kurtarıcı” diyorum. Nasıl mı? 25 dakika boyunca sadece derse odaklan, sonra 5 dakika kalkıp dans et, pencereyi açıp hava al ya da en sevdiğin şarkıyı dinle. Dört turdan sonra 20 dakikalık bir kahve molası ver. Bu yöntemi ilk denediğimde, “Bu kadar kısa sürede ne yapabilirim ki?” diye düşünmüştüm. Ama bir de baktım, o küçük zaman dilimlerinde inanılmaz odaklanıyorum. Hatta bir keresinde 25 dakikada kimya konusunu bitirip, molada mutfakta kurabiye bile yapmıştım!

2. Masanı “Savaş Alanı”na Çevir: Dağınıklık = Dikkat Dağınıklığı!

Şu an masana bir bak. Kalemler sağda solda, notlar karışık, belki bir de kahve lekeli bir bardak… İtiraf et, bu manzara bile içini karartıyor değil mi? Hemen toparlan! Masanda sadece ihtiyacın olanlar olsun: Defter, kalem, su bardağı. Telefonu? Ya sessize al ya da başka odaya at. (Evet, “at” diyorum çünkü bazen acımasız olmak lazım!) Bir de küçük bir sır vereyim: Mavi renk odaklanmayı artırıyor. Ben masama mavi bir bardak ve renkli post-it’ler koyardım. Denemekten zarar gelmez!

3. Ezberleme, Anlat: “Hocam Ben Anlatayım!” Moduna Geç

Kitabı açıp saatlerce aynı paragrafı okumak… Sonra da “Ben niye hiçbir şey anlamadım?” diye hayıflanmak. Tanıdık geldi mi? Çözüm basit: Okuduktan sonra kitabı kapat ve sanki karşında biri varmış gibi konuyu anlat. Mesela tarih çalışıyorsan, “Osmanlı’nın yükseliş dönemini anlat bakalım” de kendine. İlk denememde kekeleyerek 2 cümle kurmuştum, ama zamanla tiyatrocu gibi anlatır hale geldim. Hatta aynada kendime ders anlattığım bile oldu! (Gizli kamera şakası yapmayın diye söylüyorum!)

4. Mola Vermek Ayıp Değil: “Beyin Resetleme” Vakti!

Ara vermeden çalışmakla övünenlerden misin? Maalesef, bu bir efsane! Beynimiz tıpkı telefon gibi ara ara şarj ister. Molalarda telefonla değil, gerçek dünyayla ilgilen. Benim favorim: 5 dakikalık pencereden dışarı bakıp kuşları izlemek. Bir de esneme hareketleri… İnan, kan dolaşımın hızlanınca, beynin “Aa, yeni enerji geldi!” diye seviniyor. Bir de şunu dene: Molada bir parça bitter çikolata ye. Hem mutluluk hormonu salgılatır hem de enerji verir!

5. Teknolojiyle Dost Ol: “Düşman Başının Altında!”

Telefon seni yönetmesin, sen onu yönet! Ders çalışırken “Focus Mode” açmayı unutma. Benim en sevdiğim uygulama “Forest”: Çalışırken sanal bir ağaç dikiyorsun, telefonunu eline alırsan ağacın kuruyor. Acımasız, ama işe yarıyor! Ders tekrarı için “Quizlet” kullan, konu anlatımı için YouTube’da “Kampüs” kanalını izle. Ama dikkat! “Hocam 10 dakikalık video” deyip 2 saatlik reels izlemeye başlama. O tuzağa ben de düşmüştüm, sonra kendime “Sen ne yapıyorsun?” diye çıkışmıştım!

Unutma: Sen Bir Robot Değilsin!
Bazen çalışacak motivasyon bulamayacaksın, bazı günler 5 sayfa okuyup “Bu ne ya?” diye oflayacaksın. Normal! Önemli olan, kendini tanıman. Ben mesela sabah erken çalışamıyordum, gece 11’den sonra daha iyi odaklanıyordum. Bir de şunu fark ettim: Müzikle çalışıyorsam, enstrümantal parçalar seçmek lazım. Bir keresinde pop şarkıları açmıştım, ders notlarının arasına şarkı sözleri yazmışım!

Son Bir Tavsiye: Mükemmeliyetçi Olma!
“Her şey eksiksiz olsun” diye takıntı yapma. Bazen 30 dakika çalışıp 10 dakika mola vermek bile yeterli. Önemli olan, pes etmeden devam etmek. Unutma, o masaya oturduğun her an, bir adım öndesin. Şimdi telefonunu bırak, belki bir köşeye koy, hadi ilk 25 dakikayı dene. Bakalım kaç sayfa bitireceksin?

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *